22 Eylül 2010 Çarşamba

SANATI DÖRT DÖRTLÜK SUNAN BİR MÜZE; Proje4L /ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİNDEN İZLENİMLER



Proje 4L/ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ
                                
RH Sanat (İst) Haziran/Ağustos sayısında,  
Konkort (Konya)Ağustos/Eylül sayısında,  
Turunç Sanat (Adana) Eyül/Ekim sayısında yayınlanmıştır.

    SANATI DÖRT DÖRTLÜK SUNAN BİR MÜZE; 
     Proje 4L/ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİNDEN İZLENİMLER; 

Sanat; geçtiğimiz yüzyıl’dan başlayan değişim ve dönüşüme doğru hızla yol almakta. Sanatın akımlara ilişkin gelişimini, sanatçı ve sanat alımlayıcısını ileriki yüzyıllarda neler bekliyor bilemiyoruz. Ama bilinen şu ki; insansal yaşamın gelişiminde rol alan her bir unsur sanatçının yaratımında yer alacaktır.
Uygarlık gelişimi, teknolojik buluşların çağa hızla yansıması, toplumsal ve kültürel yaşamda farklılaşmalar doğal olarak estetik zevklerin, görüşlerin, anlayışların değişimini, uygulamaları ve yaşanırlığını da beraberinde getirmektedir.
İnsanlık tarihine göz attığımız zaman, hiçbir kültürün durağan olmadığını görürüz. İnsan; aklı ve yaratıcı kimliği ile her alanda yenileşmeye, koşullarını iyileştirmeye ayak uydurabilen ve bu gelişimi vareden bir varlıktır. Zaten durağanlık bir ölçüde gelişmeyi reddetmekle eş anlamlı tutulabilir. Bunun yanı sıra son yüzyıllarda egemen olan siyasi ve ekonomik güçlerin toplumlar üzerinde dayatmalı baskısı, kendini ucuz halkçılık (popülizm) ile göstermektedir. Diğer bir değişle ‘Kültür Emperyalizmi’, toplumların, yüzyıllardır oluşturdukları kültürleri bozma (deforme) ve etkisi altına aldığı toplumları yönetme hakkını da beraberinde getirmektedir. Elbette ki, küreselleşmenin yararları olmaktadır. Dünya gelişimine uyum sağlamanın (entegre olmanın), tüm gelişimlere açık olmanın çağdaş insan ve uygar toplum olmada yararını yadsıyamayız. Sanırım tüm toplumlar, nereye ait olduğumuzu unutmadan, alt-üst kültürlerimizi beraberinde yaşatarak, uygar gelişimi kendimize ait veri’ler ile yapılandırarak bu aynılaşma ve yönetme çabalarından korunabiliriz. Yani, bilgili, bilinçli insan olarak geliştikçe, ulusal bilinçlerimizi korudukça çevre toplumları ile uyum içinde yaşayabilmek çok da iyi bir olasılıktır. 

Proje4L /ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ

Son yıllarda ülkemizde çok yararlı bir gelişme gözlenmekte. Yukarda kısa olarak söz ettiğim sorunun oluşmasını önleyecek bir gelişim bu. Sanata gönül vermiş birçok ailenin çoğu kez koleksiyon olarak başlayan tutkularının, bilgi ve birikimlerinin ‘Müze’ ve farklı kavramlardaki ‘galeri mekânları’ anlayışına uygun bir yapıya dönüştürdüklerini mutlulukla gözlemlemekteyiz.
Tüm bu sanat dostu aileler, yarattıkları mekânlarda hem Türk Sanatı ve sanatçıları hem de yabancı ülkelerdeki sanat ve sanatçıları ülkemizde izlenime sunmakta, sanat ile sanatseverleri buluşturmak gibi önemli bir görevi (misyonu)  üstlenmektedirler. Sanatsever halkımızın, sanatçılarımızın ve koleksiyonerlerin bilinçli bilgilenmesi için kurulan Müze ve Müze Galeriler…
Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi Ülke sanatı ve sanatçıları adına, Çağdaş Türkiye adına sorumluluk üstlenmiş, mükemmel bir mimari ile yapılandırılmış, heyecan ve coşku ile yola çıkmış bir müzeden söz etmek istiyorum. Elgiz Ailesinin ülkemize kazandırdığı Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi; Çağdaş/güncel Sanatın takip edilebildiği, teknolojik gelişmelerle, yeniliklerle sanata dâhil olan tüm sanat disiplinlerinin teşvik edildiği ve sergilendiği bir müze. Yalnızca sergiler değil önemli konferansların yapıldığı sanat merkezi. Büyük ve donanımlı yapısı ile oluşturulan bu sanat merkezi, izleyicilerin görsel ve işitsel beslendiği bir mekân. Sanatçıların ve sanatseverlerin birbiri ile iletişim içine girmesini sağlayan bir rol üstlenmekte aynı zamanda. Sosyo-kültürel yapımızı biriktiren bilgi deposu. Çünkü sanatçı her zaman çağını yorumlamıştır.
Yakın zaman önce aynı gün açılan Elgiz ailesine ait ‘Koleksiyon’ ve Elgiz Müzenin ‘Özel Proje odalarından’ seçilmiş iki değerli sergiyi sizlerle paylaşmak istiyorum

Proje4L /ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ

Sergi gözlemlerimi paylaşmadan önce Müze ile ilgili küçük bilgiyi paylaşmam gerekli sanırım. Her ne kadar henüz sayılı olan bu mekânlar çoğumuz tarafından bilinse de!. 

Elgiz ailesinin 1980 yılında başlayan sanat tutkusu, günümüze uzanan çok varsıllaşmış birikimle süregelmekte. Tüm disiplinlerde yapıtlar üreten sanatçıların yer aldığı koleksiyonda, her yaş grubundan ve her ülkeden sanatçılar bulunmakta. 

Elgiz Müzesi, ilk sanat paylaşımını 2001 yılında Levent’te, ‘’Proje4L’’, "İstanbul Güncel Sanat Müzesi" isminde açtığı mekânla hayata geçirdi. 2005 yılına kadar burada varlığını sürdürdü. Kuruluşundaki temel ilkesi ise, Türkiye'deki güncel sanatı ve genç sanatçıları desteklemekti. 

2001-2005 yılları arasında Proje4L nin faaliyetleri hakkında biraz daha bilgi vermek yerinde olur kanımca. Hepimizin bildiği gibi Proje4L Türkiye’de güncel sanatı gösteren ve destekleyen ilk sanat merkezidir. 2001-2005 yılları arasında daha önce ismi duyulmamış birçok genç sanatçıya çalışmalarını sergileme imkânı verilmiş ve bu sanatçıların neredeyse tümü sadece yurtiçinde tanınmakla kalmayıp, yurtdışına da giderek orada üne kavuşmuşlardır. Oluşumun 2005 yılında Elgiz Koleksiyonu’nun sergileneceği müzeye dönüştülmesi ancak güncel sanata ilgi arttıktan ve Türk sanatçıları destekleyecek diğer müzeler açıldıktan sonradır. Proje4L nin bu öncü konumunu özellikle vurgulamak isterim. 

Ekin Saclioglu; Şu An Buradasınız

2005–2009 yılları arasında “Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi” adıyla ulusal ve uluslar arası yeni bir gelişmeyi başlattı ve birçok sanatçı yaratıcı gücünü sergilerken, genç sanatçılar, Çağdaş Sanatlar alanındaki uluslararası platformda da yerlerini aldı. Müzedeki sergi çalışmalarının başlaması ile yerli ve yabancı sanatçıların ülkelerarası dolaşımı (sirkülâsyonu) başladı. Müze olarak projelenen mekânın son gelişimi 2009 yılında tamamlandı ve ‘’Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’’ olarak anlamına uygun bir davetle Maslak Beybi Giz Plaza’daki yeni mekânında açıldı. 

Bahar Oganer-; Gizli Saklı

Müzenin önemli özelliğinden ilki, Çağdaş Sanatlar Müzesi olması. Çağı yansıtması. İkincisi konferanslar, üçüncüsü ve tabii ki en önemlisi genç sanatçılara sanat ortamında yer bulmalarını sağlaması. Bu ise, Elgiz Müze’nin yapıcı oluşumu ile destekleniyor. Sıra dışı bir anlayışla, eşitlikçi bir anlayışla sanatçıya bakması ile belirlenen bir davranışta. Nedir bu destek ve yapıcılık? Genç sanatçılara sunulan sanat yolunda kendilerini var edebilme olanağıdır. Yapıtlarını sanat izleyenlerine, kollayıcılara (küratör), koleksiyonerlere,  galeristlere sunabilme ortamıdır. Hem ulusal hem uluslararası sanatçılara yer veriliyor bu platformda. Her anlamda döngüsel bir dolaşım söz konusu. 

Elif Çelebi; Desire

Bu mekanizma şöyle işlemektedir: ‘’Archvarium-Açık Arşiv odası’’ı olarak isimlendirilen cam bölmelerden oluşan ve sanatçıların projelerini dosya ile bıraktıkları bir arşiv odası bulunmakta ana katta. Arşiv Odasına getirilen dosyalar, müzeye gelen çoğu yabancı koleksiyoner gruplar tarafından inceleniyor. İstendiği takdirde sanatçıların bağlantı-iletişim bilgileri de koleksiyonerler ile paylaşılıyor. Böylece sanatçılar bilinirlik kazanıyorlar. İleriki zamanlarda bu dosyalar (portfoliolar) seçildiği takdirde projeler sergilenebilecek.
Tüm bunların dışında genç sanatçıların Çağdaş Projelerine de yer veriliyor. Müzenin alt ve üst katındaki proje odalarında, seçilen çalışmalar Elgiz Koleksiyon sergileri ile eş zamanlı sergileniyor.  

Proje4L /ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ

Yıllardır özenle biriken Elgiz Koleksiyonundaki seçilmiş olan değerli yapıtlar, Müzenin ana salonunda tüm zamanlar boyunca ‘’Elgiz Koleksiyonundan seçkiler’’ başlığı altında, birbirleri ile uyum gözetilerek izlenime sunuluyor. 
Şimdilerde yine Koleksiyondan seçkiler sergisi ve genç bir kollayıcının (küratör’ün) çalışmasına yer verilmekte. Burcu Pelvanoğlu, 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul’u anlatan bir kavram irdelenmekte. İstanbul’un tarihsel ve buna bağlı olarak değişen kültürel yapısını, mimarisini yansıtan ve içinde yaşayan insanın serüvenini, ruhsallığını gözler önüne seren bir sergi ile 29 Nisan - 04 Eylül 2010 tarihleri arasında izlenebilecek.
Seçilmiş olan kavramı irdeleyecek olursak, toplumsal değişim dinamiğindeki etkilerin yaratığı çelişkili sonuçlarına varırız.  Modernleşmeye hızla yol alan şehir mimarisi arasında, kent kültürüne yabancı kalan mekânlar ve dolayısı ile insanların yarattığı karmaşanın (kaos’un), insan imgesinde biriken izlerini vurgulayan izlencelere tanık ederken, bu zıtlaşım içinde süren keşmekeş (kaotik) yaşantıları sanat dili ile söylemlendiren bir grup genç sanatçının çalışmaları, izleyenleri gerçeklerle yüzleştirmekte.
Sergiye kollayıcılık (küratörlük) yapan genç isim Burcu Pelvanoğlu. 
Burcu Pelvanoğlu’nun, ‘‘Kaotik Metamorfoz” kavramındaki içerik; ‘’Gecekonduların, üniversitelerin,  plazaların kalbinin bir arada attığı Maslak bölgesinde bulunan çağdaş sanat müzesinin etrafına yaydığı enerjiyi, sanat dünyasının değişim ve dönüşümüyle bir tutuyor’’ ve bu anlamda gurubundaki sanatçıların yapıtları aracılığı ile gönderme yapılıyor.  Sergiye katılan sanatçılar: Can Aytekin, Elif Çelebi, Çınar Eslek, Murat Germen, Genco Gülan, Gözde İlkin, Bahar Oganer, İrfan Önürmen, Ferhat Özgür ve Ekin Saçlıoğlu
Koleksiyonda yer alan sanatçıların çalışmalarından birkaç örnek: 

Cindy Sherman; Kendisi

Yaşamını New York’ta sürdüren fotoğraf sanatçısı Cindy Sherman’ın, görsel ve işitsel beslenmesi, yaşadığı bir döneme ait teknoloji ile ilintili doğal olarak yapılandırılmış. Radyo ve televizyondan imgesine yığılan bir dolu film ve efsanelerin, mit’lerin açılımını yaparken, tüm düşünsel ve ruhsal yaratı kökenlerinin, insanın kendi özünden çıktığı tezini savunuyor son işlerinde. Kâbuslar ve fiziksel çürüme ile ilgili çalışmalarındaki tez ise şöyle anlamlandırabiliriz belki de; ‘’Evrensel korkularımızın rahatsız edici görüntülerini her an yaşanabilecek şiddet ve ölüm temaları ile özdeşleşen bir ironi ile görselleştiriyor ve izlenceye sunuyor.’’
Yaşamını Berlin’de sürdüren İsmail Yediler, heykel, kâğıt çalışmalar, yerleştirmeler aracılığı ile üç boyutlu bir yanılsama yaratmakta. Gördüğün-baktığın ile görülen aynı şey mi? Sorgusunu gizli bir ironi ve kara mizah yaparak sunuyor. Diğer bir anlamda, özdeksel olan her bir nesnel ya da duyusal gerçekliği ‘biçim ve içerik’ olarak incelememiz gerektiği konusunu bize bir kez daha anımsatıyor.  

Mehmet Günyeli; Dervişler 


Yaşamını ve çalışmalarını İstanbul’da sürdüren MEHMET GÜNYELİ, fotoğraflarında ışık-gölge ve yaratıcı gücünün yoğun olarak algılandığı, dinsel olan her bir olgunun mistik yanlarına göndermeler yapmakta son serisinde. Hümanizmayı temel ilke alan ‘sufi’ felsefesindeki; tanrı aşkı, sabır, eylem, ayrımcılığı reddetmek gibi birçok yüce duygunun varlığını, Rumi Felsefesi çatısı altında ‘derviş’ler aracılığı ile işlemekte. 
Tanrısal olanla yaşamsal gerçekliğin zıtlaşımı ve uyuşumunu Mevlevi dilinde kadrajına almış sergideki fotoğrafında. Düzenlemelerindeki kendine özgülük ile haklı bir başarı yakalayan Günyeli, düzenlemelerindeki gerçeküstü tavrıyla, her duyguya ve düşünceye açık atmosferi yakalamakta böylece. Resim dilindeki geometrik-abstrak etkiye dayanan geometriksel etkiyi ‘Derviş’ başlarının dizilişinde de algılamak olası. Soyutlanmış ve gerçeklikten arındırılmış Derviş başlarının dizilişi ve siyah-beyaz sunulan fotoğrafın dilini ruhsallıkta irdeleyecek olursak taban tabana zıt bir yapı ortaya çıkabilir. Dünyasal olanın renkli ve aldatıcı yüzü ile dinsel olanın sade ve arınmış görünümü gibi bir ironi içine girebiliriz belki de.  Derviş Başları, kadrajdaki dizilişi ile konstrüksiyonun kendi içinde bir ritim kazanmasını sağlamakta.   

Paul Morrison;

Yaşantısını Londra’da sürdüren Paul Morrison, resimlerinde yaşam ile ölüm arasındaki diyalektiği, saltıklık ve görecelilik kavramlarına dayandırıyor ve kendi imgesinde yarattığı biçimlerle irdeliyor. Morrison sorunsalında, doğa ve hayatın gizemleri üzerine sorgulayıcı bakışı betimliyor.  

Murat Germen; Kaotik Mutamorfoz
Yaşantısını İstanbul’da sürdüren Murat Germen fotoğraflarında, üst üste yığılmış, soluk almakta güçlük çeken plazalar ve arka sokaklarındaki doğal kent görüntüleri arasında yaşanan çelişik gelişmeyi izlenceye sunuyor. Hâlâ devam etmekte olan plazaların inşaat vinçlerini kadrajının içine alarak fotoğraflarının tepki göndermelerindeki dili trajikomik bir anlatıma ulaştırıyor.
Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesinde yaşanacak nice sanat etkinliklerine, diyerek gözlemlerimden yansıyan yazımı noktalıyorum.  

Belgin Balanoğlu Alagöz

Toplumsal Gelişim Ve Sanat Bölüm 5 KOLAJART Bağımsız Aylık Sanat Dergisinde yayınlanmıştır. 15/03/2020 Modern Çağa ait gelişmeler...